Uyurken Birden Boşluğa Düşme Hissi Neden Olur
Bazı geceler, tam uykuya dalmak üzereyken, çok yüksek bir yerden düştüğünüzü sanarak, sıçrayarak uyanırsınız. Bebekken yürümeyi öğrenmeye çalışırken, denge kurmak ve ayakta kalmak, yapılabilecek en zor iş olduğundan, denge, insan için çok önemli ve hayati bir ihtiyaçtır. Dengenin olmayışı, ayakta duramama, vücut bütünlüğünü tehlikede hissetmeye sebep olduğundan, düşme anı, beyin için tehlike sinyali demektir. Vertigo gibi denge yokluğu hissettiren hastalıkların, bu derece kötü hissettirmesi de bu yüzdendir.
Atalarımızdan Kalan Bir İçgüdü
İlk insanlar, mağaralarda yaşamaya başlamadan önce, sığınak mantığını henüz keşfetmediğinden, yırtıcı hayvanlardan korunmak amacıyla, yüksek ağaçların tepelerinde uyurlardı. Vücut, uykuya daldıktan sonra, kaslardaki gevşeme ve kontrolsüzlük sebebiyle, uykuya dalarkenki pozisyon korunamaz ve çok yüksekten düşerlerdir. Uzun yıllar, ağaç tepelerinde yaşayan ilk insan, mağaraları ve hayvanlardan korunmak için yarattığı araçları keşfederek, daha güvenli yerlerde yaşamaya başladıysa da, bu düşme korkusu hiç geçmedi. İnsanlığın kodlarına işlendiği varsayılan bu korku, modern insanın, uykudan önceki geçiş evrensinde, savunmasız kalan düşünce sistemi sebebiyle, içgüdüsel olarak yaşanmaya devam edebilmektedir. Tek ve doğru sebebin evrim teorisinde açıklandığı şekilde olduğu söylenemese de, kesinlikle bu sebep değildir demek de oldukça zordur.
Kabaca tarif etmek gerekirse uykumuz esnasında belirli aralıklarla sinirler vasıtası ile belli kaslara ( bacak, kol, torsonun belirli bölgeleri ) elektrik gönderilir. Böylece vücudun dengede ve stabil olup olmadığı kontrol edilmiş olunur. Eğer ki uykunuzda bolca hareket eden biriyseniz doğal olarak bu “check” işlemleri sırasında böyle bir durumla karşı karşıya kalmanız yüksek bir olasılık halini almış olur. Beyin; vücudun dengesinin bozulduğunu zanneder, ” hey! çabuk kendine gel! düşüyorsun!” diyerek bedeninizi uyarır. Böbrek üstü bezleriniz bir anda beyinden gelen sinirlerin taşıdığı elektrikle uyarılır ve adrenalin kan dolaşımına sokulur. Kalbiniz hızlanır, kaslarınız gerilir ve düşmenin olası ikincil etkilerini hafifletmek için vücut tüm konsantrasyonunu toplayıp hazır hale gelir. bu esnada uyanırsınız. Beyniniz düşüp düşmediğinizi öncelikle optik olarak algılamaya çalışır. düşüyorsanız ikinci dalga adrenalin salgılanır ve bu sefer ki daha güçlüdür. İskelet kaslarınıza ait atardamarlarınız genişleyip kana boğulmaya ve böylece hızlı hareket etmeye hazırlanır. Kan şekeriniz yükselir, göz bebekleriniz genişler, gözünüze daha fazla ışık girer ve görüşünüz keskinleşir. Kan basıncı artar, kalbiniz daha da hızlanır.
Uykuya Geçiş ve Vücuttaki Değişiklikler
Yoğun çalışma temposu sonunda girilen yatakta, vücut uykuya hazırlanırken, çok sayıda hormonlar salgılanmaya başlar. Aynı anda, kaslar da çalışma düzeninden çıkarak, kasılmayı bırakır ve gevşeme düzenine geçerek, uyku sırasında dinlenmeye başlar. Bu sırada, beyin, vücuda verdiği çalışma için gerekli sinyalleri kapatarak, vücudun uykuya geçmesini kolaylaştırır. Beyin, çalışma sinyallerini tamamen bırakmaz, sadece uyku düzenine geçirir. Amaç; rüya gören vücudun, rüyadaki hareketleri gerçek sanarak hareket etmesini engellemektir. Bir tür geçici felç olarak da tanımlanabilecek bu duruma geçiş, kimi zaman o kadar da belirsiz olmaz. Özellikle yorgun olan vücut, bu geçiş anında, birden bire kaybettiği hareket kontrolü durumunu, düşme gibi algılayabilmektedir.